Yurt dışı seyahatlerinde en çekindiğiniz nokta gideceğiniz ülkenin dilini bilmiyor oluşunuz olabilir. İngilizce biliyor olmanız evrensel bir dil bildiğiniz anlamına gelebilir ancak her zaman İngilizce bilen insanlara denk geleceğiniz anlamına gelmemektedir. Böyle durumlarda kendinizi çok yabancı hissedebilir ve dilediğiniz şeyleri yapamıyor olmanızın kısıtlaması ile seyahatinizden tat alamayabilirsiniz. Yazımızı okuduktan sonra ön yargılarınızdan kurtulacak ve korkularını bir kenara bırakacaksınız. İşte o ipuçları...
Duyduğunuz her kelimeye yabancı olacaksınız. Bu nedenle gittiğiniz ülkenin diline ait bir sözlük almanızı ya da telefonunuza online e-sözlük indirmenizi tavsiye ediyoruz. Kendinizi anlatamadığınızda ya da size söylenen şeyleri anlamadığınızda bu kaynaklardan destek alabilirsiniz.
Konuşmaktan çekinmeyin! İngilizce ya da az bildiğinizi düşündüğünüz başka bir dil farketmez. Dilin tüm yetkinliklerine hakim olmanıza gerek yok. Bildiğiniz ya da sözlüğünüzden baktığınız kelimeleri yanlış telafuz edersem diye çekinmeden özgürce konuşun. Unutmayın ülkemize gelen ve bize sormak istediklerini hecelerken turistler oldukça rahat davranıyorlar.
Günlük hayatta kullanılan kelimeleri not etmeye bakın. Nasılsınız, merhaba, lütfen, nerede, ne kadar gibi kelimeler günlük hayatta çok kullanılan ve işinizi kolaylaştıracak kelimelerdir.
Başınıza gelebilecek bir sağlık probleminde, sağlık ekibinin en kısa zamanda müdahele edebilmesi için sizinle ilgili bilmeleri gerekecek bilgileri daha önceden, gittiğiniz ülkenin dili ile yazdığınız bir kağıdı muhakkak yanınızda taşıyın. İsminizi ve soy isminizi, hangi ülkenin vatandaşı olduğunuzu, daha önce geçirdiğiniz bir hastalığınız varsa ismini, kan grubunuzu ve alerjiniz varsa nelere karşı olduğunu bu kağıda mutlaka not ediniz.
Beden dilinin yaşadığımız evrende en geçerli dil olduğunu asla unutmayın ve beden dilinizi kullanmaktan geri durmayın. Ziyarete gittiğiniz ülkelerde yaşayan insanlarda el işaretleri ve vücut dillerini iç güdüsel olarak kullandıkları için sizi anlayacaklardır.
Gideceğiniz adresleri mutlaka daha önceden not edin. Böylelikle yer adı sorup adres tarifi almaktansa adresi göstererek gitmek istediğiniz yere daha az kelime kullanarak ulaşabilirsiniz. Kaldığınız otelin kartını da mutlaka yanınızda bulundurun. Gezdiğiniz yerler kaldığınız yere uzak kalırsa ve taksi kullanmanız gerekirse kartı göstererek otelinize ulaşabilirsiniz.
Geçtiğiniz yolların fotoğrafını çekin. Sokakların veya caddelerin numaralarını eğer latin harfleri kullanmıyorlarsa anlayamayabilirsiniz. Bu sayede geçtiğiniz sokaktan emin olamadığınızda fotoğraf ve tabelaları karşılaştırarak yolunuzu kolayca bulabilirsiniz. Metro duraklarını hatırlamak içinde bu fotoğrafların çok işinize yarayacağını unutmayın.
Eğer bu önerilerin hepsini okudunuz ve hala heyecanlanıyorsanız size son bir tavsiye. Kendinize gittiğiniz ülkede hem sizin dilinizi hem de gittiğiniz ülkenin dilini bilen bir tercüman tutun. Eğer bu kişi bir tur rehberi olursa işiniz gezdiğiniz yerlerin tarihini öğrenmek açısından da kolaylaşmış olacak.