Yurt içi ya da yurt dışı ziyaretlerinizde, doğanın o muhteşem yeşil yüzünü arayanlardan mısınız? O zaman sizi dünyadaki en güzel ve en meşhur parklarla tanıştıralım. Amsterdam’dan San Fransisco’ya geniş bir yelpazeye sahip olan bu meşhur parkları gördüğünüzde, bir sonraki tatil planınızı ayarlamaya başlayacaksınız bile!
Vondelpark, Amsterdam
kaynak: www.amsterdam-travel-guide.net
Amsterdam denilince akıllara gelen ilk yerlerden biri hiç kuşkusuz ki Vondelpark. Amsterdam’ın en geniş ve en popüler parkı olan Vondelpark, 1864 yılında bir grup hayırsever tarafından kuruluyor. Adını 17. yüzyıl şairi Joost van den Vondel’den alan park, 1877 yılında oldukça genişletiliyor ve yeşil alanları, ağaç türleri, gölleri, gül bahçeleriyle 1960’larda hippilerin toplanma yeri haline geliyor.
kaynak: en.wikipedia.org
Vondelpark’ın ne kadar popüler olduğunu her yıl yaklaşık 10 milyon ziyaretçiyi ağırlamasından anlayabiliriz. Bu parkın içinde 100'e yakın ağaç ve dünyanın her yerinden bitki türlerinin bulunmasının yanı sıra, bir gül bahçesi, göller ve küçük akarsular bulunuyor. Vondelpark'a sadece park deyip geçmek çok zor. Çünkü tüm bunların haricinde oldukça güzel bir orkestra sahnesine de sahip. Özellikle yaz aylarında düzenli olarak ücretsiz konserlere ve açık hava tiyatrolarına ev sahipliği yapan park, ziyaretçilerine yeşilin yanında bir de kültür şöleni sunuyor. Amsterdam şehir merkezinde yer alan Vondelpark’ı, Amsterdam gezinizde biraz kafa dinlemek için ya da inekleri, koyunları, yüzlerce sincabı hatta yeşil papağan kolonisini görmek için ziyaret edebilirsiniz.
Golden Gate Park, San Fransisco
kaynak: baycityguide.com
San Fransisco’nun simgesi haline gelmiş olan Golden Gate Köprüsü’nü bilmeyeniniz yoktur. Golden Gate Park da tıpkı Golden Gate Köprüsü gibi, şehirde yaşanlar için oldukça önemli bir konumda. 1870 yılında yapılan bu parkın içinde spor alanları, müzeler, göller hatta kültürel tesisler bile bulunmakta. Yaklaşık 412 hektarlık alana kurulmuş olan Golden Gate Park, New York’daki Central Park’tan yüzde 20 daha büyük. Yılda 13 milyona yakın ziyaretçisiyle park, Amerika’nın en fazla ziyaret edilen 3. parkı olarak karşımıza çıkıyor.
kaynak: hansroenau.blogspot.com.tr
Parkın büyüklüğü, aktiviteleri, aklınızı başınızdan alacak botanik bahçeleri, müzesi ve parkın içinde bulunan bilim akademisi size diğer bildiğiniz tüm parkları unutturacak. Parkta gezerken bir yandan bilimsel sohbet eden insanları, bir yandan da Amerikan futbolu oynayan gençleri görünce, parkın içindeki kültür çeşitliliği farkedeceksiniz. Aynı zamanda parkın içinde, size muhteşem bir peysaj ve doğa harikası sunan Japanese Tea Garden’ı da mutlaka görmelisiniz. Golden Gate Köprüsü’nün altındaki parka yürüyerek ulaşabilirsiniz.
Herastrau Park, Bükreş
kaynak: en.wikipedia.org
Herastrau Park’ın büyüklüğünü haritadaki halinden bile anlayabilirsiniz. Parkın etrafında yürümeye karar verdiğinizde, yaklaşık 8-9 kilometre yürümeyi göze alın. Ortasında parkla aynı ismi taşıyan gölde, 30-40 kişilik bot gezilerine katılabilir ya da kanoların, sandalların yüzdüğü gölün manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Tabi gölün etrafındaki geç saatlere kadar açık kalan ünlü restoran ve barlara da uğramayı unutmayın. Bisiklet kiralayıp gezebileceğiniz Herastrau Park’ta eğer ülkenizi özlerseniz, ünlü Biutiful by the Lake isimli gölün kenarında lezzetli bir kebap yiyebilirsiniz.
kaynak: en.wikipedia.org
Herastrau Park’ın içerisinde Romen Evleri Müzesi de bulunuyor. Bu müze, toplamda yaklaşık 100.000 metrekare üzerine kurulan ve görülmeye değer tam 272 otantik binası bulunan bir açık hava müzesi olarak geçiyor. Romanya’nın değişik yerlerinden, farklı zaman dilimlerinde toplanmış bu evler oldukça dikkat çekiyor. Evleri dolaşırken kendinizi sanki yüzyıllar içinde dolaşıyormuş gibi hissedeceğiniz bu müzede, zamanın insanların yaşamlarında ne gibi değişikler yarattığına yakından tanıklık edeceksiniz. Metro ile oldukça rahat ulaşım sağlayacağınız Herastrau Park, Bükreş’te yaşayanlar için özellikle gündüz aktivitelerinde önemli bir yere sahip.
Central Park, New York
kaynak: tr.wikipedia.org
Uçsuz bucaksız, yemyeşil park denilince kimin aklına New York’un kalbinde olan Central Park gelmiyor ki? Yanı başında Amerikan Doğa Tarihi Müzesi ve Metropolitan Sanat Müzesi’nin yer alması, en popüler caddelerin başında gelen 5th Avenue ile komşu olması, içinde bulunan devasa göl ve hayvanat bahçesi Central Park’ın saymakla bitiremeyeceğimiz özelliklerinden yalnızca bir kaçı… Şehir parkı kavramının tam karışılığı olan bu parkı ziyaret ettiğinizde, tekrar tekrar ziyaret etmek isteyeceğinize eminiz. Central Park’ı kısaca tanımlamak gerekirse, yaklaşık 160 yıldır New York gibi metropol bir şehirde milyonlarca insanın şehrin tam ortasında dinlenmesini ve eğlenmesi sağlayan bir park olduğunu söyleyebiliriz.
kaynak: tr.wikipedia.org
Central Park da, diğer parklarda olduğu gibi birçok gösteriye ev sahipliği yapıyor. Bu gösterileri izlerken işin en güzel kısmı size sevimli ve küçücük sincaplar eşlik edecek! Sincaplarıyla ünlü Central Park’ta minik sincaplar insanlara oldukça alıştıklarından, bir anda önünüzden, arkanızdan ya da tepenizden geçebiliyorlar. New York gibi sanayileşmiş bir şehirde, şehrin kalbinde yer alan bu yemyeşil park burada yaşayan halkın nefes aldıkları, keyifli vakit geçirdikleri ve özellikle çocuklu ailelerin akın akın gittikleri harika bir yer.