Şanlıurfa, coğrafi konumu nedeniyle bir çok beyliğin ve devletin kurulmuş olduğu, bu nedenle bir çok tarihi olaya ev sahipliği yapan gizemli ve büyüleyici bir şehir. Attığınız her adımda bulunduğunuz zamandan geçmişe keyifli bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Peygamberler diyarı olarak da bilinen Şanlıurfa’da, bölgede yaşadığına inanılan peygamberlerin hayatı bir çok efsaneye konu olmuştur. Bu efsanelere kulak verip şehri gezdiğinizde unutamayacağınız bir esinti ruhunuzun damağında kalıyor. Gelin bu efsaneler neler ve bu efsanelere ev sahipliği yapan yerler nereler bir göz atalım.
Balıklıgöl
Şanlıurfa şehir merkezinin güneybatısında yer alan ve İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen Balıklıgöl şehrin en fazla turist çeken bölgelerinden biri. Şanlıurfa’da doğduğu bilinen Hz. İbrahim’in hikayesiyle kutsanmış bir göl olan Balıklıgöl İbrahim peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinir. Rivayete göre Hz. İbrahim, Kral Nemrut’un savunduğu putperestliği ortadan kaldırmak için savaş açmış, fakat aynı zamanda Nemrut’un kızına aşık olmuştur. Bu durum üzerine Nemrut Hz. İbrahimin yakılmasını emreder. Bunun üzerine Balıklı Göl’ün bulunduğu yere büyük bir ateş yakılır ve Hz. İbrahim’in yakılmasını emreder. Balıklıgöl’ün bulunduğu yere büyük bir ateş yakılır ve Hz. İbrahim ateşe atılır. Ateşe atıldığı sırada ateşler bir anda göle dönmüş ve ateşte yanan odunlar da balık olmuştur. Nemrut’un kızı Zeliha o kadar ağlamış ki gölün kenarında küçük bir göl daha meydana gelmiştir. İşte o zamandan beri bu göl kutsanmış ve içindeki balıklara dokunulmamıştır.
Göbeklitepe
Dünyanın ilk tapınağı Göbeklitepe! İnsanlık henüz Taş Devrini yaşarken inşa edilmiş, yüksek "T" şeklindeki dikilitaşları, bu taşların üzerindeki insan ve hayvan motifleriyle 12000 yıllık karmaşık ve mistik bir yapıt. Tarih ve mitoloji sevenleri gizemli bir yolculuğa çıkaran bu yapıtın tarihi Mısır Piramitlerinden tam 7000 yıl öncesine dayanıyor. İnsanlık tarihini ve eski inanışları tekrar sorgulamanıza neden olacak bir yapıt olan Göbeklitepe Şanlıurfa il merkezinin yaklaşık olarak 22. km kuzeydoğusuna, Örencik köyü yakınlarında yer alıyor.
Halfeti
Büyülenmeye hazır olun! Dünyada siyah gülün yetiştiği nadir yerlerden biri olan, Türkiye'nin Saklı Cenneti... Tekne gezisiyle yarım saatte ulaştığınız suların altında kalmış antik bir kent. Tekne yaklaştıkca görünen görüntü karşısında adeta büyüleniyor ve bulunduğunuz tarihten geçmişe doğru bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Bir çok medeniyeti barındıran Halfeti ilçesinin bir kısmı Birecik Barajı'nın suları altında kalmış ve Güneydoğu'nun Saklı Cennetti olarak anılmaya başlanmıştır. Tekne turu ile sular altında kalan evleri, Savaşan Köyü'nü ve Rumkale'yi ziyaret ediyor; Nehir kıyısında kurulan restoranlarda yöresel yemekler yiyebiliyorsunuz.
Şanlıurfa Kalesi
Şehrin yakınındaki Dambak tepesinde bulunan Şanlıurfa Kalesi mutlaka ziyaret edilmesi gereken yapıtlar arasında. Yapılış tarihi hakkında net bilgi olmayan tarihi kalenin 814 yılında yöreye hakim olan Abbasiler tarafından surları yenilerken yapıldığı sanılıyor. Doğu, batı ve güney tarafı kayadan oyma derin bir hendek ile çevrili olan kalenin Arap akınlarına karşı kenti korumak amacıyla yaptırıldığı bilinmektedir. Kale içerisindeki ev, ambar ve sarnıçlar ile mescit günümüze gelememiştir. Ayakta olan iki sütun halk arasında Mancınık olarak isimlendirilmektedir. Kalenin arkasındaki mahalleye Kırk Mağara ismi verilmekle birlikte her evin bir mağarası vardır. Şehrin etrafını çevreleyen surların Harran Kapısı, Bey Kapısına ait Mahmudoğlu Kulesiyle bazı duvar ve burç kalıntıları günümüze kadar gelebilmiştir yapıtlarındandır. Mistik bir yapıt ziyaret etmek, tarihe el uzatmak istiyorsanız bir gün rotanızı muhakkak Şanlıurfa'ya çevirmelisiniz.
Harran Evleri
Şanlıurfa’nın Harran ilçesinde bulunan, bindirme tekniği ile yapılan külah biçiminde konik kubbeli evlerini, her yıl binlerce yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor. Şanlıurfa'ya 44 km. uzaklıkta olan Harran Evleri aynı zamanda Akdeniz ve Dicle Nehri civarındaki ovalar arasındaki konumu nedeniyle bir Ticaret Merkezi özelliği taşıyor. Bölge iklimine uyumlu olarak yazın serin kışın sıcak olma özelliği taşıyan Harran evlerinden biri, 1999 yılında restore edilmiş ve "Harran Kültür Evi” olarak turizme açılmış durumda. Mistik görsel bir şölen için kesinlikle ziyaret edilmesi gereken bu kent ay tanrıçasına adanmıştır.